İbn Kayyım el-Cevziyye, İgasetu’l-Lehfan fi Mesayidi’ş-Şeytan adlı eserinde
der ki:
Peygamberlerden başkaları, şahsî düşüncelerinde ve ilhamlarında hata da ederler,
isabet de. Onların zan ve ilhamları, düşünceleri ve hatıraları
80, Allah’ın kulları için delil ve
hüccet niteliği taşıyamaz.
Allah’ın ilhamına mazhar olanların sadatı, ashab-ı
Ey insanlar, hiç şüphesiz Allah'ın va'di haktır; öyleyse dünya hayatı sizi aldatmasın ve aldatıcı(lar) da, sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak) aldatmasın.
Fâtır süresi 5. ayet
Birileri Allah'ın adını kullanıp paralar elde ediyor. Holdingler şirketler kuruluyor inançlı insanlarımıza kanca atılarak paralar toplanıyor. Bu amaçla hoca efendiler kullanılıyor. Toplanan paraların belli bir miktarı cami avlularında komisyon olarak onlara dağıtılıyor. Allah adını kullanarak milyonlarca dolar para kazanıyorlar. Saf vatandaşlarımıza cami avlularında yaklaşıp Allah'ın adını kullandıklarında paralar oluk gibi akıyor. O paralar sonra ya bir siyasal partinin adamlarına teslim ediliyor ya da tefecilikte kullanılıyor.
Her çeşit aldatma kötüdür, çirkindir. Ama en kötü aldatma insanları din ile Allah ile aldatmaktir. Aynı şekilde her çeşit aldanma kötüdür, çirkindir. Ama en kötü aldanış ise insanları din ile Allah ile kandıranlara aldanmaktır.
Dünyevi bir konuda aldanır veya aldatılırsak kaybınız ne kadar büyük olursa olsun geçici bir şey olur. Ama manevi yani din ve Allah konusunda aldanır veya aldatılırsak sonsuz güzellikleri kaybetmiş oluruz.
"Onun için aklımızı kullanmalı, uyanık olmalı, sorgulamalı ve inancımızı Kur'an'dan inşa etmeliyiz. "
Gerçek bir adalet devleti, Allah’a ve ahiret gününe inanmak, namaz kılmak, oruç tutmak vb. daha çok dini inanç ve ibadet, vicdani kanaat veya felsefi görüş sınıfına giren, doğrudan ve aracısız “Allah-kul” ilişkisi ile ilgili konularda insanlara karışamaz. Çünkü bu konularla ilgili nasıl olsa insanlar mahşerde Allah’a hesaplarını vereceklerdir. Ancak kul hakkı yemek, muamelelerinde insanları aldatmak, toplumun ortak fonuna (kamu malına) el uzatmak gibi “insan-insan” ilişkisi ile ilgili konularda müdahele etmek zorundadır. Adalet devleti olmanın anlamı budur. Çünkü adalet ve devlet, “bu dünyada” bunun için vardır…
فَلَمَّا جَاءَهُمُ الْحَقُّ مِنْ عِنْدِنَا Bu suretle tarafımızdan kendilerine hak (o hakk olan Kur'ân) geldiği vakit tezekkür etmediler de قَالُوا لَوْلا أُوتِيَ مِثْلَ مَا أُوتِيَ مُوسَى Musa'ya verilen gibisi verilse ya!" dediler. أولم يَكْفُرُوا بما أوتى موسى من قبل Ya bundan evvel Musa'ya verilene küfretmediler de
" Dünyanın yarısını her zaman ve dünyanın hepsini bir zaman aldatmak mümkündür;fakat bütün dünyayı her zaman aldatmak mümkün değildir."
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Dünyayı değiştirmek istiyorsak önce kendimizi değiştirmeliyiz.
“Ey insan, evvela kendini oku! Kendini oku ki kainata meydan okuyabilesin.”
***
Büyük dönüşümler içten başlar.
Bir civcivin yumurtasından kendi çabasıyla çıkması elzemdir. Dışarıdan bir müdahale civcivin uzun yaşamamasına sebebiyet verir. Aynı bunun gibi insan da önce iç dünyasında
18 mart 1915 deniz savaşı sonrası 25 nisan 1915te başlayan çanakkale kara savaşlarına dair yerli yabancı yazarlar, tarihçiler, araştırmacılar tarafından yazılmış birçok kitap var.
okumuş olduğum bu kitap dışarıdan bakıldığında bunlardan biri gibi görünse de aslında tam olarak böyle değil.
zira